
Sanayi'nin ilk şartıdır yatırım.Üretebilmenin, sürdürebilmenin, yenilenebilmenin ilk adımıdır yatırım.
Üretimi gerçekleştirebileceğiniz bir mekan, atölye, fabrika binası ile başlar. Bu başlangıç Amerika'da hep garajlarda olmuştur.
Apple gibi bir dünya devi bile bir garajda kurulduğuna göre garajların Amerikan sanayisindeki konumunu anlatmaya gerek yok.
Bizim yaşayış tarzımızda garajlar olmadığı için mi bizden Apple gibi firmalar çıkmıyor yoksa hatalı yatırımlar mı yapıyoruz tartışmak gerekir.
Gelişmiş ülkelerde yatırımlar argeye, üretim teknolojilerine yapılırken ülkemizde yatırımlar genel de fabrika binalarına, konutlara yapılmaktadır.
Taşa toprağa yatırılan paraların hiç bir şekilde geri dönüşü yokken biz ısrarla bina yapmaya, cam giydirmeye devam ediyoruz.
Marka, patent, ürün demeden fason, ucuz, düşük maliyetli ne varsa o alanlara yatırım yaparak, zaten paramızın çoğunu arsaya ve fabrika binasına harcayarak sanayinin gelişmesini beklemek anlamsız olur.
Yatırım yaparken stratejik olarak düşünmeden hatta çoğu zaman hiç düşünmeden yatırım yapılırken kısa, orta, uzun vadeli hesaplamalar yapmak yerine en ucuzu almak yönününde yapılan yatırımlardan dolayı sanayimiz arzulanan şekilde gelişememekte.
Makine, ekipman alımı yapılırken, Çin ve Uzakdoğu menşeili ürünleri alarak adeta makine çöplüğü dönen ülkemizde, hala tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan diye düşünmeye devam ediyoruz.
Klasik sanayici yaklaşımı ile "iş gelsin, ona göre makine alırız" diye "iş" beklerken, sistem kurmadan, yatırım yapmadan "işin" gelmeyeceğini hala anlayamadık.
Başta insan kaynakları olmak üzere, doğru ekipman, doğru sistemlerin kurulması doğal olarak maliyet getirecektir. Yatırım yaparken bu maliyetleri yıllara oranla değerlendirerek alınabilecek iş potansiyeli ortaya çıkacaktır.
Düşük maliyetli yatırımla, yüksek karlı üretim yapmak hayalinde olan sanayicimiz konu zevk-i sefaya gelince hiç bir yatırımdan kaçınmaz.
Dünyanın en pahalı arabalarının satıldığı ülkemizde, bir bakarsınız, sanayicimiz fabrikasında Çin malı makineler kullanırken, şık binasının önünde son model bir Alman otomobili yer almaktadır. Çoğu zaman bu sayı birden de fazladır.
O nedenle üretim için yaptığımız yatırımların boyutu ve teknolojisi, satın aldığımız otomobillerin değerinde fazla olduğu gün Türk sanayisinin nereye gideceğini anlayabiliriz.
Merhabalar.Raylı sistemler ve demiryolu ulaşımı üzerine, meydana gelen yenilikler hakkında yaptığım çalışmaları takip edebilirsiniz.
Hakkımda